Pandemi sırasında TIFF’de olmamakla ilgili en çok özlediğim şey…
TIFF’e özgü değil ama festivalleri çok özlüyorum. Onlar yılın en sevdiğim etkinlikleri ve TIFF’in de bundan farkı yok. En iyi film yapımcılarımızdan bazılarının yeni filmlerinin prömiyerini, hiç duymadığımız yeni seslerle görmek arasında.
TIFF hakkında özlemediğim şey…
Reddettikleri filmler benimki!
“Sadece Toronto’da” anım…
TIFF’deki en sevdiğim gecelerden biri, prömiyer yaptığımız zamandı. Çamların Ötesine YerleştirinRyan Gosling bizi La Bruschetta adlı en sevdiği İtalyan yerlerinden birine götürdü, biraz uzak ama hala geri dönmeyi hayal ettiğim bir anne-pop İtalyan.
Bir şehir olarak Toronto hakkında en çok özlediğim şey…
İnsanlar. Ben sadece Kanadalıları seviyorum (biriyle evliyim).
Covid döneminde festivallerde çalışmanın en büyük zorluğu…
Her şey! Sanal festivallerle hayatta kalmanın bir yolunu bulduklarına gerçekten sevindim, ama hiçbir şey şahsen olmaktan daha iyi değil.
Toronto’dayken ziyaret etmem gereken tek yer…
Genellikle o anın en iyi dim sum noktası neyse odur, geçmişte Rol San’dı, bu yıl Matty Matheson’ın yeni restoranı Prime Seafood Palace’a bakacağım
Festival boyunca kaçındığım yer…
Otel odam, mümkün olduğunca dışarıda olmak istiyorum.
En sevdiğim Kanadalı yönetmen/yetenek (ve neden)…
Ryan Gosling! O çalışan en iyi oyunculardan biri ve ilk filmimizden bu yana onunla birçok kez çalıştığım için şanslıyım. Yarım nelson.
Toronto ile ilgili en Kanadalı şey…
Ejderha
(Telefonum dışında) olmadan seyahat etmeyeceğim tek şey..
The Hundreds’dan bir kapüşonlu sweatshirt, Pair of Thieves çoraplarım ve Air Pod Max kulaklığım.
Toronto’da her zaman…
St. Lawrence Market ve Kensington Market’e gidin.
Toronto’da asla…
Çooook söyleme.