Havacılık devi Rolls-Royce (BMW’nin Rolls-Royce Motor Cars’ı ile karıştırılmamalıdır) Salı günü, uçaklar için hidrojen yanmalı motor teknolojisini geliştirmek ve test etmek için EasyJet ile birlikte çalıştığını söyledi. Duyuru, bu haftanın başlarında, hidrojenle çalışan uçak motoru testlerinin yaklaşmakta olan lansmanı hakkında yapılan bir duyurunun ardından geldi.
Rapor, testlerin bu yıl başlaması gerektiğini söylüyor. Her iki şirketin de “teknolojiyi havaya taşımak için ortak bir tutkusu” var. Rolls-Royce, H2ZERO olarak adlandırılan işbirliğinin amacının “hidrojenin 2030’ların ortalarından itibaren bir dizi uçağa güç sağlamak için kullanılabileceğini göstermek” dedi.
Firmalar, bu yıl İngiltere’de hidrojen teknolojisi kullanan bir Rolls-Royce motorunun “erken konsept zemin testleri” yapacak. Bunu, Mississippi’de bir Pearl 15 jet motoru kullanılarak teknolojinin tam ölçekli bir zemin testi izleyecektir.
EasyJet CEO’su Johan Lundgren, “Bu programdan elde edilen teknoloji, EasyJet büyüklüğündeki uçaklarda kullanılabilir, bu nedenle bu programa multi-milyon dolarlık bir yatırım da yapacağız” dedi. “Büyük ölçekli dekarbürizasyon için, dar gövdeli uçaklar için sıfır emisyon teknolojisinin geliştirilmesindeki ilerleme kritik önem taşıyor.”
Bir içten yanmalı motora güç sağlamak için hidrojen kullanmak, elektrik üretmek için bir tanktan gelen gazın oksijenle karıştırıldığı hidrojen yakıt hücresi teknolojisinden farklıdır. Yakıt hücreli araçlar “sadece su buharı ve sıcak hava” yayar. Buna karşılık, hidrojen ICE’ler başka emisyonlar üretebilir. Motor üreticisi Cummins’in bir sözcüsü, “Hidrojen motorları neredeyse sıfır eser miktarda CO2 yayar ama nitrojen oksitleri veya NOx üretebilir” diyor.
Havacılığın çevre üzerindeki etkisi önemlidir: Dünya Yaban Hayatı Fonu bunu “küresel iklim değişikliğine neden olan en hızlı büyüyen sera gazı emisyon kaynaklarından biri” olarak tanımlamaktadır.
Vakıf ayrıca, hava yolculuğunun “şu anda bir kişinin üstlendiği en karbon yoğun faaliyet” olduğunu belirtiyor.