Türkiye’nin Ufuk Avrupa Programına resmen katılımı münasebetiyle Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ev sahipliğinde düzenlenen Ufuk Avrupa Programı Açılış Etkinliğine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Avrupa Komisyonu Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Komiseri Mariya Gabriel açılış konuşmaları ile katıldı.
TÜBİTAK’ın tersine beyin göçü programları ile 47’si Türk 63 yeni araştırmacı daha Türkiye’ye geliyor.
Ufuk Avrupa Programı Açılış Etkinliği’ne çevrim içi olarak katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK’ın Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar Programı ikinci çağrısının değerlendirme sürecininin tamamlandığını belirterek beyin göçünü tersine çeviren programların meyvelerini vermeye başladığını, 47’si Türk, 63 bilim insanının daha araştırmalarını Türkiye’de sürdüreceğini açıkladı.
Bakan Mustafa Varank “Cumhurbaşkanımız bundan yaklaşık 4 yıl önce, dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’te bilim insanlarımız için bir yurda dönüş seferberliği ilan etmişti. Bu doğrultuda, Türk kökenli bilim insanları başta olmak üzere alanının en iyisi araştırmacılara yönelik Uluslararası Lider Araştırmacılar Programını başlattık. Bu programı kamuoyuna ilan ederken “Türkiye’yi dünyanın her yerinden üst düzey araştırmacılar için cazibe merkezi haline getireceğiz.” dedik. Biz bunu söylediğimizde açıkçası bunun mümkün olmayacağını iddia edenler oldu. Geldiğimiz noktada dünyanın en prestijli üniversitelerinden, Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan global şirketlerden ve uluslararası araştırma enstitülerinden 127 bilim insanının çalışmalarını ülkemize taşımayı başardık.” ifadelerini kullandı.
“Ufuk 2020 kapsamında, bin 349 Türk yürütücünün dahil olduğu 948 farklı proje, AB’den yaklaşık 300 milyon avro fon almayı başardı”
“Pandemiye karşı her boyutta mücadele ile geçen son 2 yıl, iş birliği ve dayanışmanın önemini tüm ülkelere gösterdi. İşte böylesine bir süreçte AB ile ilişkilerimizi güçlendirmenin, her zamankinden daha elzem olduğunun bilincindeyiz.” ifadeleriyle AB ile ilişkilere verilen önemi vurgulayan Varank,
“Ülkemizin bilim ve teknoloji yeteneğini ulusal ve dış politikadaki önceliklerimiz doğrultusunda geliştirmek için “bilim diplomasisi” faaliyetlerini devam ettiriyoruz. Ekim ayında imzaladığımız katılım anlaşması aslında bunun en somut örneği. Böylece dünyanın en yaygın sivil Ar-Ge ve yenilik programı olan Ufuk Avrupa’ya dahil olduk.” dedi.
“Ufuk 2020 kapsamında, bin 349 Türk yürütücünün dahil olduğu 948 farklı proje, AB’den yaklaşık 300 milyon avro fon almayı başardı. Böylece, 2004 yılından bu yana ilk kez, katılım sağladığımız AB Programlarına ödediğimiz ulusal katkı payından daha fazlasını ülkemize geri kazandırdık.” vurgusu yapan Bakan Varank, “Geçtiğimiz yıllarda başarıyı sadece bir AB projesine dahil olabilmekte arıyorduk. Şimdi ise Avrupa’dan çok sayıda kuruluşun dâhil olduğu büyük konsorsiyumlu projeleri 29 Türk koordinatör yürütüyor. Ayrıca, Avrupa’nın en prestijli araştırma desteği olarak kabul edilen Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) fonundan faydalanan Türk araştırmacıların oranı da son dönemde ciddi şekilde arttı. Şimdiye kadar 30 araştırmacımız Avrupa Araştırma Konseyi tarafından desteklendi. Ülkemiz adına çok önemli bir kazanım. “ değerlendirmesinde bulundu.
“Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla yenilikçi politikalar üretiyoruz”
Küresel rekabet gücümüzü artıran, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendiren bir ekosistemi her geçen gün daha da büyüttüklerine değinen Varank, “Sayıları 200’ü aşan üniversitelerimiz, bin 600’ü aşkın Ar-Ge ve tasarım merkezimiz, 92 teknoloji geliştirme bölgemiz ve 200 binin üzerinde araştırmacımız, bilim merkezlerimiz, araştırma altyapılarımız bu ekosistemin temel aktörleri.
Şimdi bize önemli başarılar getiren bu Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin niceliğini artırmaya odaklanmış durumdayız. Bunun için Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla yenilikçi politikalar üretiyoruz.” dedi.
Bu politikaların etkili bir şekilde uygulanabilmesinin güçlü finansman mekanizmalarının varlığı ile mümkün olduğunu kaydeden Bakan Varank, “Sağladığımız ulusal desteklerin yanında, girişimcilerin ve araştırmacıların uluslararası kaynaklardan da faydalanmalarını teşvik ediyoruz. Bunların başında da Avrupa Birliğinin yürüttüğü Birlik Programları geliyor. Birlik Programları, teşvik ve destek sistemimizin önemli bir ayağını oluşturuyor. Yeni dönemde kurulacak Türkiye Yatırım Platformunun Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum çalışmalarında ve gerekli finansman imkânlarının oluşturulmasında önemli bir rolü olacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Birlik programlarına katılımın Avrupa ile Türkiye Araştırma Alanının bütünleşmesine de aracılık ettiğini vurgulayan Varank, “Böylece, ulusal ekosistemimizde yer alan paydaşlar, alanındaki en iyi araştırmacı ve kurumlarla iş birliği yaparak geleceğin teknolojilerine yön verecek projelerde yer alıyorlar. Uluslararası projeler ve araştırmacıların dolaşımı hem akademide hem de özel sektörde yetişmiş insan kapasitesinin geliştirilmesini sağlıyor. Girişimcilerimiz, hedef pazarlardaki endüstriyel standart ve düzenlemelere, rekabet avantajı sağlayacak şekilde erken dönemde erişim imkânı elde edebiliyor.” dedi.
Araştırmacılara ve girişimcilere seslenen Bakan Varank, “TÜBİTAK kanalıyla; projelerin yazımına hem teknik hem de mali destek veriyor, ortak arayanlara ortak buluyor, hatta eğer başarılı olup AB’den fon almaya hak kazanırsanız, alacağınız hibe tutarının belli bir oranına kadar da size para ödülü veriyoruz.
Özellikle üniversitelerimizden ve sanayicilerimizden beklentilerimiz var. Düzenlediğimiz yüz yüze görüşme, bilgi günleri, uluslararası proje pazarı etkinliklerine mutlaka katılın. Açılan çağrıları sadece yakından takip etmekle kalmayın, mutlaka çevrenize de duyurun. Ulusal irtibat noktalarımızla iletişimi hiç kesmeyin. Teşvik amaçlı tasarladığımız destek ve ödül programlarına mutlaka başvurun.
Böylece, en gelişmiş araştırma altyapılarında alanındaki en yetkin aktörler ile çalışma imkanına erişin.” ifadelerini kullandı.
“2021-2027 döneminde AB’nin 13 programı ve ajansına da ilke olarak katılma kararı aldık”
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı ise Türkiye’de AB programlarına en etkin şekilde katılmayı ve bu programlardan yararlanmayı öncelikli konu olarak gördüklerini söyleyerek “2021-2027 döneminde AB’nin 13 programı ve ajansına da ilke olarak katılma kararı aldık. Bunlardan 5’ine şu an itibarıyla katılmış durumundayız.” dedi.
Ufuk Avrupa’nın dijital ve yeşil bir Türkiye ve Avrupa için önemli olduğunu kaydeden Kaymakcı, 2021-2027 dönemini kapsayan program kapsamında kamu kurumları ve akademisyenleri teşvik edeceklerini söyledi.
Kaymakcı, AB programlarını sadece mali proje olarak görmediklerine değinerek, Ufuk Avrupa programının Türkiye’de değerlendirilmesi için çaba sarf edeceklerini aktardı. Tüm kurumların AB programlarına katılmaya hazır olduğunu söyleyen Kaymakcı, “Zira ortak geleceğimiz Avrupa, ufkumuz Avrupa.” ifadesini kullandı.
“Türkiye araştırma ve inovasyon konusunda ayrıcalıklı partner”
Avrupa Komisyonu’nu temsilen programa katılan, Yenilik, Araştırma, Kültür, Eğitim ve Gençlikten Sorumlu Komiser Mariya Gabriel de Türkiye’nin araştırma ve inovasyon konusunda ayrıcalıklı bir partner olduğuna işaret etti. Araştırma ve inovasyon alanında Türkiye ve AB’nin bir başarı hikayesi olduğunu vurgulayan Gabriel, söz konusu alanlarda gelecekte büyük potansiyel olduğunu kaydetti. Gabriel ayrıca Türkiye’nin dijital endüstri, uzay, iklim, enerji alanına önemli katkılar yaptığını aktardı. Türkiye’nin yükselen inovasyon araştırmalarına ve insan kaynağına ciddi yatırımlar yaptığının altını çizen Gabriel, yeşil ve dijital dönüşümün ve Türkiye’den katılımın önemine değindi. Barış ve işbirliğini artırmak için araştır geliştirme ekosisteminin önemine işret eden Gabriel, Avrupa Birliği ile Türkiye’nin parlak bir geleceği olduğunu söyledi.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal açılışta konuştu
Ufuk Avrupa Programı Açılış Etkinliği açılışında konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, gelecekte salgınlar ve iklim değişikliği odaklı güçlüklerle karşı karşıya kalacağımıza dikkat çekti. Bu güçlüklerin karmaşık, değişken ve dinamik olması nedeniyle geleneksel yöntemlerle çözülemeyeceğini, daha önce sahip olduğumuz deneyimlerden farklı olarak yenilikçi yöntem gerektirdiğini kaydeden Mandal, “Bilim ve teknoloji tabanlı bir dönüşüm ama geleneksel değil yenilikçi bilgi üretim yöntemlerine ihtiyaç var” vurgusu yaptı. Mandal, daha fazla birlikte geliştirme, birlikte çalışma ve birlikte başarmaya doğru bir dönüşüm içinde olunduğuna dikkat çekti. Pandemi döneminin bu noktada en önemli sinyal olduğunun altını çizen Mandal, iklim değişikliği odaklı başlıkların tümünün de bununla ilişkili olduğunu kaydetti. TÜBİTAK Başkanı, “Destek programlarımızda son yıllarda bilgiyi üreten kurumlarımızla; bilgiyi kullanan kurumlarımızın birlikte çalışmasını ön planda tutmaya çalıştık.” ifadelerini kullandı.
“Bilim ve teknoloji temelli Ar-Ge çalışmaları artık zorunluluk”
“İklim değişikliği odaklı başlıklara baktığımız zaman, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 29 Ekim’de ilan edilen Türkiye’nin sıfır emisyon hedefi bizim için en önemli motivasyon unsurlarından birisi.” diyen Mandal, yapılan işlerin görünürlüğünün artması açısından önem taşıdığına işaret etti.
Türkiye ekonomi modelinde yeşil dönüşümün önemli bir başlık olduğunu aynı zamanda yeşil dönüşümün dört saç ayağından birisinin araştırma ve geliştirme odaklı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mandal, “Geçmişte bilim ve teknoloji temelli ar ge çalışmaları bir tercih veya avantaj, teşvik noktasında iken bu şu an zorunluluk halini aldı.” dedi.
Türkiye’nin 2000’li yılların başından beri çerçeve programlara katıldığını hatırlatan Mandal, “6. Çerçeve programı, 7. Çerçeve programı, takibinde 8. Çerçeve programı UFUK 2020 ve şimdi 9. Çerçeve Programı Ufuk Avrupa kapsamında bu sürecin içindeyiz. Özellikle Ufuk Avrupa programından itibaren iki tercihten birisi ulusal program mı, Avrupa destek programlar mı noktasını, biz bakanlığımız ve yönetim kurulumuzun da desteğiyle tek bir boyutta yönetmeye çalışıyoruz. İki sistemin birbirleriyle uyumlu olması önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye’nin araştırma faslının çok yüksek düzeyde olduğu belirtildi, bu hepimizin ortak çabasının göstergesi”
Önceliklerin küresel boyutta olduğunun altını çizen Mandal, Avrupa Araştırma alanı ile Türkiye araştırma alanının birlikte yönetilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı: “Bu bizim son iki yılda en önemli göstergemiz oldu. Bunun çıktılarını gördüğümüzü düşünüyoruz. Hem komisyon tarafında hem kendi süreçlerimizde sürece aktif katılımda elde ettiğimiz başarı önemli. Elbette daha iyisi mümkün ama ilk kez komisyon ile olan ilişkilerimizde geçmişte fona aldığından daha fazla kaynak ayıran ülkeyken, 2016 yılındaki hain darbe girişimine rağmen önemli bir başarı elde ettik. 2019 ve 2020 yıllarında bunu fazlasıyla telafi ettik. Komisyona verdiğimizden daha fazla katkıyı geri alabildik. Daha da önemlisi bine yaklaşan ortaklığımız var, 29 kurum ve kuruluşumuz koordinatörlük görevi üstlendi. Bunların 22 tanesi son iki yılda gerçekleşti. Bu da güzel bir gösterge. Türkiye’nin araştırma faslının çok yüksek düzeyde olduğu belirtildi. Bu hepimizin ortak çabasının göstergesi.”
2021 yılında başlayan Ufuk Avrupa programında sürecin çok daha önemli bir hale geldiğini belirten Mandal, “Açılan çağrılara katılımımız ve başarı oranımız çok yüksek. 2021 – 2022 Mart ayına kadar açılan ve sonuçlanan çağrılara baktığımız zaman, 65 projeye katıldık. Bu projelerde toplam 93 tane Türk firma ve üniversitelerimiz yer aldı. Yaklaşık 33 milyon avro Avrupa Komisyonu katkısı aldık ki ilk yıl için daha birçok çağrının açılmasını bekliyoruz.” dedi.
Avrupa’daki en iyi araştırmacıları ve çığır açıcı projelerini destekleyen Avrupa Araştırma Konseyi (ERC) Programları kapsamında Türkiye’den 6 araştırmacının toplam 11,3 Milyon avro destek almasına atıfta bulunan Prof. Dr. Mandal, “Geçen hafta ilk bir defada 3 farklı üniversiteden 6 tane ERC almamız heyecan verici.” ifadelerini kullandı.
“Gelecek altı yıl içinde de daha Türkiye Araştırma Alanı ile Türkiye Araştırma Alanının ilişkilendirilmesine kuvvetli bir şekilde devem edilecek” diyen Mandal, bunun için de üniversite, sanayi, kamu kurumlarımız ve toplum iş birliğinin çok daha fazla artacağını söyledi. Prof. Dr. Mandal, “Bu süreçte Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı ile daha sinerjik bir yaklaşımla daha fazla sahada yer alarak birebir sizlerle çalışacağız. Yer aldığımız her projede, her konsorsiyumda uzun dönemli katkılarını daha fazla göreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
TÜBİTAK Başkanı Mandal Türkiye’nin Ufuk Avrupa vizyonunu anlatan bir sunum gerçekleştirdi
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Ufuk Avrupa Programı Açılış Etkinliği’nin açılış günü programının Lansman Etkinlik Oturumları bölümünde “Sürdürülebilir ve Akıllı Bir Gelecek İçin Türkiye’nin Ufuk Avrupa Vizyonu” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Sürdürülebilir ve akıllı bir gelecek hedeflerine değinen Mandal, “TÜBİTAK, yeşil, çevre dostu teknolojiler konusunda Yüksek Teknoloji Platformlarının sayısını ve etkileşimini artırma hedefi de dahil olmak üzere ekosistemi harekete geçirmeye devam ediyor.” dedi.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’ndan doğan yükümlülükleri yerine getirmek için belirlenen “2053 yılı için sıfır emisyon” hedefine yönelik çalışmalara vurgu yapan Prof. Dr. Mandal, iklim değişikliği ve çevresel zorlukların ele alınmasına yönelik bilime dayalı fırsatların TÜBİTAK tarafından desteklendiğini belirterek, 2053’e kadar “sıfır emisyon” hedefinin gerçekleştirilmesi için kamu, üniversite ve sanayinin birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkati çekti.
Ufuk Avrupa Program Etkinliklerinin TÜBİTAK Ekosistemine çarpan etkisi oluşturduğunu belirten Mandal, “Ufuk 2020 ve ötesinde ekosistemimizin başarısını teşvik ediyoruz” dedi.
Konuşmaların ardından Ufuk 2020 programında bileşen 2 ve 3 kapsamında koordinatör kuruluşlara başarı ödülleri verildi. Ödül alanların listesine bağlantıdan ulaşabilirsiniz.