İsveçli “şimdi al, sonra öde” şirketi Klarna, Birleşik Krallık’ta insanların ana caddelerdeki mağazalarda ve çevrimiçi olarak ödemeleri 30 güne kadar geciktirmelerine olanak tanıyan fiziksel bir banka kartını piyasaya sürdü.
Fintech şirketi, Birleşik Krallık’ta 400.000 kişinin Visa tarafından desteklenen Klarna Card’a zaten kaydolduğunu söyledi.
Bu, Birleşik Krallık’taki müşterilerin Klarna’nın daha önce yalnızca çevrimiçi ödeme sırasında mevcut olan şimdi satın al-sonra öde (BNPL) hizmetini fiziksel mağazalarda kullanabilecekleri anlamına geliyor.
Klarna, satın alımları üç aylık ödemelere bölmek gibi gelecekte karta daha fazla ödeme seçeneği eklemeyi planladığını söyledi.
Pembe veya siyah renkte mevcut olan Klarna Card, ABD’de piyasaya sürülmeyi planlayan İsveç ve Almanya’da zaten mevcut.
Klarna İngiltere başkanı Alex Marsh, “Tüketiciler, geri ödemelerin süresiz olarak ertelenmesine izin verirken çift haneli faiz oranları uygulayan kredi ürünlerini reddediyor” dedi. “Kredinin mantıklı olduğu çevrimiçi alışverişlerde, şimdi satın al, sonra öde, faizsiz ve net ödeme planlarıyla sürdürülebilir bir alternatif haline geldi.”
BNPL ürünleri şu anda Birleşik Krallık’ta düzenlenmemiştir, ancak hükümet şu anda inceleme yapmak tüketicilere potansiyel zarar verme riski nedeniyle sektöre girmiştir.
Klarna, 2005 yılında Niklas Adalberth, Sebastian Siemiatkowski ve Victor Jacobsson tarafından kuruldu. Platform, tüccarlar ve alışveriş yapanlar için e-ticaret ödeme çözümleri sunar.
Klarna geçen yıl Şubat ayında 30 milyar dolarlık bir değerlemeyi aştı ve en son değeri 46 milyar dolar oldu. Diğerleri arasında Sequoia Capital, Dragoneer, Bestseller Group, Permira, Visa, Atomico ve Ant Group gibi yatırımcılar tarafından desteklenmiştir.
Fujitsu UK&I’deki finansal hizmetler CTO’su Ian Bradbury şunları söyledi: “Dijital olarak yerel uygulamalar çevrimiçi ve çevrimdışı alana sızmaya devam ediyor ve geleneksel bankaları tarihi geçmiş hizmetlerini yenilemeye ve güncellemeye zorluyor.
“Ancak, BNPL planlarının şeffaf olması ve güvenlik önlemleri ve gerekirse daha fazla düzenleme getirmek için sektördeki liderlerle birlikte çalışması, milyonlarca İngiliz müşterinin gecikmiş ödemelerden borç almasını önlemek için hayati önem taşıyor.”